Güncel Fotomaç İddaa Bülteni profesyonel ekipler tarafından hazırlanmaktadır. Bülten de dünya geneli birçok maç yer alır ve ekipler her hafta bültenlerde bulunan maçların oranlarını belirlemektedir. Bu oranlar genel anlamda doğru sonuçlanmaktadır ve sonuçlanan bu oranlar üzerinden kazançlarımızı sağlamaktayız.
Oranlar içerisinde her zaman düşük oranlar kazanır diye birşey yoktur genelde tahminler üzerine ve istatistikler üzerine hazırlanan oranlardır. Bu oranlar içerisinde bizler sabitlenmiş bir fikir ile ön yargılı davranırız. Düşük oran kesin kazanır gözüyle maçları hiç analiz etmeden oynarız ve yapılan en büyük hatalardan birisidir.
Maçların analizini yaparak düşük oran değil doğru olan sonuca odaklanmalıyız. Çünkü bazen büyük oran verilmiş ve kazanması zor görünen takımın çok farklı şekilde kazandığı defalarca rastlanmıştır. Genelde bunlara sürpriz maç diyoruz fakat analizleri dogru yapılmayan maclardır bu maclar. Bu yüzden Güncel İddaa tüyoları Bülteni üzerinde yapılan oranlara göre değil de dogru olan ve kendi yapmış olduğumuz analizler neticesinde sonuca vardıgımız macları oynamak en dogru olandır. Sitemizde yazarlarımız sizlere kolaylık olması için
Güncel Banko Kuponlar Bülteni üzerindeki oranları tartışarak dogru yada yanlıs sonuclanan analizler ve bu analizler neticesinde cıkan oranları öne alarak sizlere hazır kuponlarda sunmaktadır. Hal böyle iken kazanmamak imkansız duruma gelmektedir.
Güncel İddaa Bültenini web sitemizden görebilir üzerinde yapmış oldugumuz ve işaretledigimiz önemli maçları inceleyerek sizlerinde kazanması için oluşulan dogru tespitlerimizi inceleyebilirsiniz.
Redirect veya yönlendirme web
sunucuları içerisinde verilen bir komut vasıtasıyla bir adresin farklı
bir adrese geçici veya kalıcı olarak yönlendirilmesine denir.
Yönlendirmeler Webmaster'ların
sıklıkla kullandığı yöntemlerden biridir. Bir web sayfası kullanılamaz
bir duruma geldiğinde veya bu web adresi farklı bir adrese taşındığında
kullanıcılar genellikle ya işine yaramayan sayfalarla yada 404
kod numarasıyla tanıdığımız bulunamadı hatalarıyla karşılaşırlar.
Ziyaretçileri yeni sayfalardan haberdar etmek için bu sayfaya bir yazı
ekleyip link
koyarak ziyaretçinin bu sayfaya giriş yapmasını beklemek yerine
Redirect yani yönlendirme işlemi gerçekleştirmek çok daha pratik ve
kayıpsız bir yöntemdir.
Böyle bir yöntem kullandığımızda ziyaretçiler tekrardan bir linke
tıklamak zorunda kalmadan ister otomatik olarak isterseniz de süre
sınırından sonra belirlenen farklı bir URL'ye yönlendirilirler. Dilerseniz ayrıca bu web sitesine “Bu sayfayı farklı bir adrese taşıdık, sizi 3 saniye içerisinde otomatik olarak yeni sayfaya yönlendireceğiz.” gibi
bir mesajla birlikte de kullanıcılar yeni URL'ye yönlendirebilirsiniz.
Bu sayede kullanıcı cümleyi okurken iki saniye kaybedecek ve durumu
anlayacaktır. Kalan bir saniyedeyse ziyaretçi hemen yeni belirlediğiniz
URL'ye yönlendirilmeye başlayacaktır. Yani zaman kaybı yaşanmadan
redirect işlemi tamamlanacaktır.
Bir URL'yi farklı bir URL'ye yönlendirmenin yalnızca tek bir şekli yoktur. Bazen Htaccess dosyası yardımıyla, bazen Hosting yönetim paneli yardımıyla bazen de bir meta refresh komutuyla kullanıcı farklı bir adrese yönlendirilebilir. Yönlendirilme konusunda en sık tercih edilen yöntem aşağıdaki HTML meta kodunu kullanmaktır;
Yukarıdaki yer alan kodu sayfanın HTML kodu çalışabilecek bir yerine eklemeniz gerekiyor. Kodun ise saniyeyazın kısmına rakamla bir sayı, yeniurlyazın kısmınaysa yönlenmek istenilen yeni URL'yi yazın.
Göbekli Tepe hakkında hemen hemen herkesin bir görüşü vardır. Çünkü bize anlatılan tarihin aslında doğru olmadığının en büyük kanıtıdır. Bu konu altında bilgilerimizi paylaşalım. Yorum kısmından sizde bilgilerinizi paylaşırsanız hem konuyu güncelleriz hemde iyi bir göbekli tepe arşivi oluştururuz.
Ben başlıyayım, eski bir sözlükte paylaştığım yazı;
Henüz önemi anlasilamamis, erken neolitik döneme ait, dünyanin şu ana
kadar bulunmuş en eski tapınağının bulunduğu, Şanlıurfa' nın 15 km.
kuzeydoğusunda kalan, 300 m. capinda bir tepedir.
buranin
bulunmasinin, arkeolojik acidan bir devrim, dolayisi ile dunya tarihi
acisindan bir devrim oldugu belirtiliyor. sadece yuzde 2' sinin
tamamlandigi kazim calismalarinin yapildigi yerde o kadar onemli
bulgular var ki...
20.000 yil oncesine kadar buzul caginda
duvarlara resim yapan avci, toplayici insan, yaklasik 12.000 yil once
magar duvarina sanatsal calisma yapmayi birakmis. yani gobekli tepe'
nin asagi yukari kuruldugu tarihlere denk geliyor. buradaki tapinagin
duvarlarindaki kabartmalar, sanki magaralardaki resim hallerini birakmis
gelmis de, oraya konmus.
gobekli tepe' de, ingilizlerin cok gurur duydugu stonehenge' den 7500 yil once, piramitlerden
6000 yil once kurulmus olan tapinagin cevresinde, insanlik tarihinin
bugune kadar bulunmus en eski tarim yapildigi alan da ortaya cikarilmis
bulunmakta. tabii sayilar tek basina bir sey ifade etmiyor, soz konusu
tarihi rakamlar olunca. aradaki zaman dilimini anlamak icin isa' nin
dogum tarihinden bugune 2005 yil gectigini dusundugunuz zaman yukaridaki
belirtilen fark biraz daha canlanabiliyor beyin denen kurtlu kubun
icinde. kaziyi yoneten alman arkeolog klaus schmitd' e gore gobekli
tepe' nin "esi ve benzeri" yok.
yapilan dna testlerine gore,
burada en eski zirai basak tanelerine rastlanmis. bunun anlami su; ilk
yabani basak tanesi yakinlarda bulunan karacadag' dan gelmis meger. yani
insanoglunun, kucuk gruplar halinde avci ve toplayiciligi birakip,
genis kitlelere besin saglamak icin yerlesik yasama, oradan da uygarliga
gecmesinin ilk adimi burada atilmis simdiye kadar bulunan bulgulara
gore.
belki de ilk tapinma yeri olan, uzerinde kabartmalarin yer
aldigi buyuk "t" biciminde dikili taslar bulunan gobekli tepe' deki
tapinak insa edilirken metal kullanilmamis. isin en enteresan tarafi bu
tapinak ve yerlesim birimi, yagmalanmamis, yikilmamis, 7500 yil once
birden kullanimi birakilmis ve ustu kapatilmis. tabu olarak bir daha hic
acilmamis. ta ki tabu oldugu unutulup bugun acilana kadar. bizleri daha
ne sirlar bekliyor gorecegiz.
İnsanlık
tarihi hakkında bildiklerimizi yeniden düşünmemizi sağlayacak, yerleşik
tarih anlayışını ve bilgilerini değiştirip, dinler tarihini
sorgulatacak, bir kısmımızın varlığından haberi dahi olmadığı bir
arkeolojik çalışma 1995 yılından beri Urfa Göbeklitepe'de devam ediyor.
İnşası Milattan önce 10000 yılına uzanan Göbeklitepe tarihteki en eski
ve en büyük ibadet merkezi olarak biliniyor. Göbeklitepe İngiltere'de bulunan Stonehenge'den 7000, Mısır
piramitlerinden ise 7500 yıl daha eski. Ayrıca yerleşik hayata geçişi
temsil eden kültür bitkisi buğdayın atasına da Göbeklitepe eteklerinde
rastlanmıştır. İnşa edildikten 1000 yıl sonra üstleri insanlar
tarafından kapatılarak gömülen bu tapınaklar yeniden gün ışığına
çıkıyor.
1. Göbeklitepe'nin coğrafi konumu
Göbeklitepe, Şanlıurfa'nın
20 kilometre kuzeydoğusundaki Örencik köyü yakınlarında, yaklaşık 300
metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde geniş görüş alanına hakim bir
konumda yer almaktadır.
2. Göbeklitepe, tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağı
Neolitik
döneme ait Göbeklitepe, ilk tapınağın dolayısıyla yeryüzündeki ilk
inancın merkezi olabilmesi açısından önemli. Bu bölgede yaklaşık 20
tapınak tespit edilmiş ve şu ana kadar yalnızca 6 tapınak gün ışığına
çıkartılmıştır.
3. En eski yapıttan 7500 yıl daha eskiye ait
Göbeklitepe
bu zamana kadar bilinen en eski yapıt ve tapınaktan 7500 yıl daha
eskiye ait. Göbeklitepe'nin keşfine kadar bilinen en eski tapınak ise
Malta'da bulunmakta ve 5000 yaşında. Ayrıca Stonehenge'den 7000, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha yaşlı...
4. Kayaların biçimlendirilmesi ve tapınağın inşası
Göbeklitepe'nin
inşa edildiği dönemde insanoğlu bitki toplayan ve hayvanları avlayan
küçük gruplar halinde sürekliliğini sağlıyordu. Kayalık bölgelerden,
büyük sütunların ve ağır taşların el arabaları ve yük hayvanları olmadan
2 kilometre taşınarak Göbeklitepe'ye getirilmesi için muhtemelen
tarihte insanların ilk defa bu kadar kalabalık bir şekilde bir arada
olması gerekmişti.
5. Mağara duvarlarındaki resimlerden kabartma hayvan figürlerine
Mağarada
duvarlarındaki avcılığı temsil eden resimlerden ziyade burada hayvan
figürleri tek ve kabartma olarak işlenmiş, sanatsal açıdan farklı bir
anlayışı etkileyici biçimde yansıtmaktadır. Taşlar üzerinde işlenmiş
akrep, tilki, boğa, yılan, yaban domuzu, aslan, turna ve yaban ördeği
figürleri yer almaktadır. Bir kısım arkeoloğa göre bu hayvan figürleri
tapınağı ziyaret eden farklı kabilelerin sembolü olarak
nitelendiriliyor.
6. Buğdayın atası Göbeklitepe'de
Bölgede
yapılan araştırmalar ve elde edilen bulgular doğrultusunda önemli
kültür bitkisi olan ve yüzlerce genetik varyasyonu bulunan buğdayın
atasının ilk olarak Göbeklitepe eteklerinde yetiştiği ortaya çıkarıldı.
7. T sütunlarda yer alan 3 boyutlu aslan figürü
Arkeologlar
boyları 3 ile 6 metre arasında değişen T biçimindeki sütunların stilize
edilmiş insan figürleri olduklarını düşünüyorlar. Sütunlar üzerine
yansıtılan diğer figürlerden farklı olarak aşağı doğru iner şekilde
tasvir edilen 3 boyutlu aslan kabartması dikkat çekiyor. Bu ve diğer
aslan figürleri neolitik dönemde aslanların Anadolu'da yaşamış olma
ihtimalini güçlendiriyor. İnsanları temsil eden T sütunlarının
ağırlıkları 40 ile 60 ton arasında değişiyor.
8. Çiftçinin bulduğu oymalı taşla gelen arkeolojik devrim
1983
yılında tarlasını süren Mahmut Kılıç tarlada bulduğu oymalı taşı müzeye
götürdü fakat eser sıradan bir arkeolojik bulgu olarak Urfa Müzesi'nde
sergilenmeye başlandı. 1963 yılında ise İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi ortak bir çalışma yürütmüş, bölgeyi incelemiş fakat çalışmaların üzerinde durulmamıştır.
9. Ve çalışmalar 1995 yılında başlıyor
Şanlıurfa
Müzesi başkanlığında ve Prof. Dr. Klaus Schmidt'in bilimsel
danışmanlığında kazılar başlamıştır. 2007 yılında ise kazı başkanlığına
Klaus Schmidt getirilmiştir.
10.Tarihi tapınakta tarihi hırsızlık
2010
yılında, 40 santimetre boyunda, 25-30 kilogram ağırlığında taştan
yapılmış ve üzerinde hayvan figürleri olan insan başı heykelinin
çıkartıldıktan iki gün sonra kazı alanından çalındığı tespit edildi.
11. Bira için tarım!
Bulgular
taş devri insanlarının bira içtiğini de gösteriyor. Kazılarda şu ana
kadar en büyüğü 160 litrelik kapasiteye sahip kireç taşına oyulmuş, altı
bira varili bulundu. Klaus Schmidt, bulgular ışığında, insanoğlunun
ekmek için değil, bira uğruna tarıma başladığına, bunun da ilk kez
Urfa’da gerçekleştiğine kanaat getirmiş.
12. Sıvı kullanılarak yapılan törenler
Arkeologlar
tapınak kalıntılarındaki zeminlerinin özellikle sıvıyı geçirmeyecek
şekilde yapıldığına dikkat çekiyor. Buradan, törenleri ne olduğu şu an
kesinleşmese de bir sıvı (kan, su, alkol v.b.) eşliğinde
gerçekleştirdikleri fikri oluşuyor. (Foto: Tunç Süerdaş)
13. Tarımla değil tapınakla gelen yerleşik hayat
Göbeklitepe,
yıllardır tarih derslerinde öğretilen "göçebe toplulukların tarımı
öğrenerek yerleşik hayata geçtiği" tezini de çürütüyor. Yerleşik hayata
geçişin çiftçilik ve hayvancılığın ortaya çıkışıyla birlikte
gerçekleştiği düşünülüyordu. Schmidt'e göre ise avcı ve toplayıcı
toplulukların Göbeklitepe gibi dini merkezlerde sürekli olarak bir araya
gelmelerinin sonucunda yerleşik hayata geçilmiştir. Kalabalık
toplulukların ibadet merkezine yakın olma arzusu ve çevrede bu
toplulukların ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde yeterli kaynak
bulunmamasından dolayı insanlar tarıma yönelmişlerdir. Yani tarım
yerleşik hayatı getirmemiş, dini mabetlerin etrafında kalma arzusu
sonucunda yerleşik hayat tarımı getirmiştir.
14. Göbeklitepe UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde
Göbeklitepe 2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınmıştır.
Göbeklitepe'de
kazı başkanlığını yürüten Prof. Dr. Klaus Schmidt geçtiğimiz günlerde
yaşadığı kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
"Göbeklitepe'deki
kazılarda elde ettiğimiz bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma
merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıkarmıştık. Ancak,
son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma
merkezi olduğunu tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, Cilalı Taş
Devrinde yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan,
yaban eşeği, yaban ördeği ve yabani bitki kabartmalarını incelediğimizde
hayvanlarını evcilleştiremedikleri sonucuna ulaştık. Ayrıca, dikili
taşların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaşamış
olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir veriyor. Buradaki
tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyor"
Prof. Dr. Klaus Schmidt
Günümüzde bir çok kesinden insan duygu ve düşüncelerini paylaşmak için blog tutmaktadır. Forum sistemlerinin artık kullanılmaması ile gelişmiş olan bir yapıdır bloglar. Blog tabiri hayatımıza kısa zaman içinde yerleşerek vazgeçilmezlerimiz arasında yer almaya başlamıştır.
Bloglar tıpkı sosyal ağlarımız gibi bir bilgi paylaşımı, eğlence ve sohbet bir nevbezede olsa sohbet edibilme işlevi vardır. Blog yazarının başlattığı ve kendi görüşlerini belirttiği bir konuda ziyaretçiler(okurlar) konun altına yorum bölümünde çoğu zaman yazarın yazdığı konu hakkında görüşlerini belirterek yazarla hem eğlenceli vakit geçirmeye hemde sohbet edebilme imkanı yakalarlar. Yazarın görüşlerini eleştirme ve onuda yönlendirmeye tevşik edibilecek yorumlarla blog okuyarak keyifli vakit geçirebilirsiniz.
Bloglar çeşitli konularda tutulmaktadır. Bazı bloglar belirli bir alanda örneğin; teknoloji, webmaster vs.. bir alanda yazı ve içerik geliştirilirken. Bazı bloglar hemen hemen her konuda yazılabilmektedir. Genel kültür, teknoloji, astroloji, webmaster, yazılım, güncel konular, sosyal medya vs.. listeyi genişletebilme imkanımız mevcuttur. Her blogun bazen tek bir yazarı değilde bir yazar ekibi mevcurtur. Her yazar yetkin olduğu alanada bloga içerik geliştirir ve bazen de tek bir yazar uzman olduğu konu için blog tutmaktadır.
Funda34 blog ise sizlere hemen hemen her anlamda bilgiye erişebileceğiniz bir blogtur. Sizlerinde blogumuzu ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Su kaçakları her ev ve iş yerlerinde karşılaşılabilen büyük
sorulardan biri olup bireylere sıkıntılı zaman dilimlerini
yaşatmaktadır. Su kaçağı uzaman çalışanlar dışında tespit edilmesi ve
çözüm bulunması imkânsız olan bir sorun olup, ana kaynağının bulunarak
çözüm elde edilmesi gerekmektedir. Sarıyer su tesisatçısı
güçlü donanımlı ekipmanları ve uzman çalışanlarıyla ana sorunun tepsini
kısa sürede analiz ederek sorunların giderilmesini sağlamaktadır.
Su
kaçağı genellikle pis sularda, kaloriferlerde ve şebeke sularında
oluşmaktadır. Sarıyer tesisatçı bu ayrımı modern cihazlar eşliğinde
yaparak soruna odaklı bilinçli ve geri dönüşümsüz çözümlerin elde
edilmesini sağlamaktadır. Su birikmesi, suyun pimaşdan akmaması ve
klozete taşması gibi genel sorunlar su kaçağı belirtileri arasında yer
alırken, duvarlarda oluşan küf ve koku dışında su damlaları da bu
sorunun yaşandığının bir göstergesidir. Su kaçağı tehlikesi su
borularının geçiş sağladığı her noktadan kaynaklanabileceği için,
geçmişte birçok alanın kırılma işlemlerine tabi tutularak konfor ve
maliyetin tamamen yok olmasıyla birlikte uzun süren sonucun elde
edilmesi sağlanılırken, firmamız güncel yenilikleri bünyesinde
barındıran bir hizmetle, kısa süreli, konfor kısıtlamalarından uzak
olanaklarının elde edilmesini sağlamaktadır.
Bilinçli bir
hizmetin bina sakinlerine sunularak, kameralı makine cihazlarıyla
müşteri bilgilerinin sunduğu doğrultuda en ufak detaylar atlanılmadan
tarafımızca analiz edilip, kısa sürede çözüme odaklı çalışmalar yılların
tecrübesi eşliğinde teknoloji alternatifleriyle çalışanlarımız,
kusursuz işçiliği sunmaktadır.
Sarıyer su kaçağı bulma
su sızdıran bölgeleri bulmak adına sistemli bir şekilde gerekli olan
her işlemi sırasıyla ve müşteri onayını alarak yapıp, kaybedilen verim
ve konforun kusursuz bir şekilde geri kazanılmasına yardımcı olmaktadır.
Termal kamera ve nemölçer cihazları dışında işlemler için gerekli olan
her modern ekipmanla kusursuz bir çözüm sunmaktadır.