•Anadolu'daki en erken örnek ise Bergama'dadır. "Bergama Büyük Kütüphanesi" diye bilinen yapı akropolde, Atena Tapınağı, kuzey stoası'nın köşesine yerleştirilmiştir. Strabon (XIII, 624), yapının II. Eumenes zamanında M.Ö. 3.yy.da tamamlandığını belirtir. Bergama Müzesi bir resim müzesi niteliğindedir. Ayrıca, Herodotos ve Homeros gibi ünlü hatiplerin de portre heykelleri burada sergilenmişti.
•Ortaçağ'da kiliselerin müze olarak kullanıldığına tanık oluyoruz. Yöreye ait eserler, bir depo halinde kiliselere toplanmıştır.
•Rönesanstan önce ve Rönesansta, İtalya'daki vatanseverlik, geçmişi aramaya yönlendirilince bir takım koleksiyonlar toplanmaya başladı. İlk eski eser koleksiyonu burada 1335'te Trevisan Forzetta tarafından oluşturuldu. Daha sonra 16. yy.da Floransa, Roma ve Napoli'de bu tür koleksiyonlar çoğalmış ve ardından da müzeleri doğurmuştur.
•Fransa'da koleksiyonculuk İtalya'dan daha sonra, hatta İtalya'ya karşı başlatılır. Gerçekten de, Fransız Kralları İtalya'yı basma, orada ne var ne yok alıp Fransa'ya götürme imkânını bulmamış olsalardı, bugünkü ünlü Fransız Müzeleri hem kurulamaz, hem de bu denli zengin olamazlardı. Bugün Paris Louvre Müzesi'nin bu kadar ünlü olmasının ilk nedeni eserlerinin zenginliği, ikincisi ve asıl nedeni ise, ilk "Millet Müzesi" (1735) olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder