9 Mayıs 2012 Çarşamba

Erken Neolitik Dönem Ve Çatal Höyük Seramikli

ERKEN NEOLİTİK DÖNEM
Çanak Çömlekli Neolitik dönem gelşim aşamalarına göre Erken ve Geç olmk üzere 2 ye ayrılır. Bu dönemin en önemli yerleşmesi Çatalhöyüktür. Bu yerleşme dışında Mersin-Yumuktepe, Şanlıurfa- Mezraa-Teleilat, Burdur-Kuruçay, Erbaba ve Bademağacı, Hocaçeşme, Niğde Köşkhöyük, ve Niğde Tepecik, de oldukça önem arz edern Erken Neolitik Çağ yerleşmelerindedir.  
Çatal Höyük 

Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir
 Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir.
Çatalhöyük'te 1996 yılına kadar kazı yapılmamış; bu yıldan itibaren İngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından Ian Hodder başkanlığında kazılara devam edilmiştir. Kazı buluntuları Konya Arkeoloji Müzesi'ndedir. Bunların bir kısmı teşhir edilmiş, diğerleri ise depolarda koruma altına alınmış durumdadır. 
Çatalhöyük, Konya'nın Çumra İlçesi sınırlarında olup, ilçenin 10 km. doğusunda yer almaktadır. Höyük, farklı yükseklikte iki tepe düzü olan bir tepe şeklindedir
 Bu iki yükseltisi nedeniyle çatal sıfatını almıştır. Çatalhöyük 1958 yılında J. Mellaart tarafından keşfedilmiş, 1961-1963 ve 1965 yıllarında kazısı yapılmıştır. Yüksek tepenin batı yamacında yapılan araştırmalar neticesinde, 13 yapı katı açığa çıkarılmıştır. En erken yerleşim katı (1) ise M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenmektedir. Stil kritiği yolu ile yapılan bu tarihleme, C 14 metodu ile de doğrulanmış bulunmaktadır. İlk yerleşme, ilk ev mimarisi ve ilk kutsal yapılara ait özgün buluntuları ile insanlık tarihine ışık tutan bir merkezdir.
Çatalhöyük'te 1996 yılına kadar kazı yapılmamış; bu yıldan itibaren İngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından Ian Hodder başkanlığında kazılara devam edilmiştir. Kazı buluntuları Konya Arkeoloji Müzesi'ndedir. Bunların bir kısmı teşhir edilmiş, diğerleri ise depolarda koruma altına alınmış durumdadır.
 
Çatalhöyük Seramiği
Pişmiş topraktan iri taneli hamura sahip, çarksız siyah ve kiremit renkli kaplar ve çanaklar bulunmuştur.
Önceleri çok yaygın olmayan çanak daha çok ahşap veya kamış örgüden üretilmişti. Kullanımı giderek artan gerçek çanak çömlekler ise daima elde biçimlendirilmiştir. Kaba hamurlu, kalın çeperli, ağır ve basit kaplar genellikle tek renkli ve açkıldır. Son evrede ise nadiren de olsa krem renkteki kapların kırmızı boya lekeleriyle bezenmesine çalışılmıştır.
Çok az sayıda ele geçen taş kaplar lüks eşya değerindedir.
  




Anadolu Seramik Sanatı Ders Notları

 
 
ANADOLU SERAMİK SANATI I
NEOLİTİK ÇAĞ :
Bu dönemde (M.Ö. 8000-5500) önceki devirlere göre daha sert ve daha düzgün taş aletler yapılmıştır. Topraktan veya kilden yapılan kaplar ateşte pişirilmiş, bunun sonucunda seramik sanatı başlamıştır. Bu devirdeki insanlar bilgi ve teknikte önceki dönemlere göre oldukça ileri bir düzeye çıkmışlardır. Kemik ve taştan daha kullanışlı aletler yapılmıştır. İnsanların yerleşik düzene geçmesi de bu dönemde meydana gelmiştir. Birbirine yakın aileler topluca bir yerde oturarak köyleri meydana getirmişlerdir. Böylece tarihteki ilk köyler kurulmuştur. Ayrıca insanlar tahıl üretimine de başlamış, hayvanlar evcilleştirilmiş, insanlar tüketicilikten üretici duruma geçmişlerdir. İlk defa tivaret başlamıştır.
Gezegende yaşanan son buzul çağının sona ermesi ardından, insan topluluklarının yayılma eğilimi gösterdikleri ılıman iklim kuşaklarında, yepyeni bir evrimsel açılım yaşanmaya başlanmıştır. Buzulların çekilmesiyle ılıman iklim kuşağında gerek fauna gerekse flora, hem çeşitlilik hem de popülasyon olarak belirgin gelişmeler göstermiştir. Bu mevsimsel farklılıkların oldukça belirgin olduğu ve genellikle kurak sayılabilecek yaşam alanlarında ortaya çıkan ve yayılabilen türler, kaçınılmaz olarak dayanıklı, uyum sağlama ve üreme yetenekleri geniş, görece daha küçük cüsseli türlerdi. İşte bu ortam, insan topluluklarına geniş olanaklar sunmuştur.
  
Buğday ve Arpa gibi yaygın, kurak iklime uyumlu bitki türlerinin ve koyun, keçi, sığır gibi otçul türlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla insan topluluklarının yaşam biçimi de değişmeye başlamıştır. Doğaya doğrudan müdahale ederek, besin olarak kullanılabilecek bitki türlerini yetiştirme ve bazı hayvan türlerini evcilleştirerek sürüler oluşturmak, bu dönemin belirgin özelliği olmuştur.
İnsan toplulukları bu yeni yaşam tarzında iki ana kolda gelişme göstermişlerdi. Bazı topluluklar evcilleştirdikleri hayvanlardan oluşan sürüleri temel besin kaynağı olarak kullanırken bazı topluluklar ise sınırlı ölçüde de olsa bahçe tarımına başlamışlardır. Her iki ana kol da avcı-toplayı topluluklar olmaktan zamanla çıkmış, bir anlamda besin üreten topluluklar haline dönüşmeye başlamışlardır. Kuşkusuz ağırlıklı olarak tarımla uğraşan topluluklar, avcı-toplayıcı toplulukların yaşam tarzını bırakarak yerleşik düzene geçmek zorunda kalmışlardır. Ağırlıklı olarak hayvan sürülerini kullanan topluluklar ise göçebe ya da yarı-göçebe topluluklar haline gelmişlerdir.
Özellikle tarım yapmanın öğrenilmesi bu toplumların beslenme ve yaşam tarzlarında kökten değişikliklere yol açmıştır. Büyük ölçüde rastlantılara, ileri derecede uzmanlaşmaya bağlı olan avcı-toplayıcı yaşam tarzı yerini, besin maddelerini stoklayabilen ve beslenme açısından daha güvenli toplumlar yaratmıştır.


Bu gelişmeler, "Neolitik Devrim" olarak adlandırılan ve insan topluluklarının yaşam biçiminde köklü değişikliklere yol açan bir süreçtir. Kuşkusuz gezegenin her yöresinde yaşamakta olan topluluklarda zamandaş olarak ortaya çıkmayan Neolitik Devrim, başlangıçta, Orta Doğu,  Önasya, Uzakdoğu gibi, geniş ve düzenli akarsuların yaygın olduğu bölgelerde ortaya çıkmıştır.
Neolitik Çağ (Yeni Taş Çağı - Cilalı Taş) • Tarım keşfedilmiş. • Hayvanlar evcilleştirilmiştir. • Çanak çömlek yapımı başlamıştır.Neolitik çağ, o Çanak çömlek öncesi Neolitik o Çanak çömlekli Neolitik olmak üzere ikiye ayrılır
Çanak çömlek öncesi Neolitik Tarımın keşfedildiği ilk yer Orta Doğu’ da verimli hilal adı verilen bölgedir. Tarımın keşfedilmiş olması üretici ekonomiye geçişin başlangıcı olduğundan en önemli gelişmedir. Ayrıca bu dönemde hayvanlar evcilleştirilmiye başlanmıştır. Hatta köpek Mezolotik dönemde evcilleştirilmiştir. Köpek evcilleştirilen ilk hayvandır. Etinden, sütünden, yününden vb. faydalanmak amacı ile koyun, keçi, domuz ve sığır gibi hayvanlar daha sonraları evcilleştirilen hayvanlardır. Daha sonraki gelişmelerde, ev yapımı vardır. İlk önceleri dairesel kulubeler halinde başlayan ev yapımları, sonraları dikdörtgenler şeklinde gerçek ev görünümünde yapılmıştır. Doğal sonucu olarak köyler ortaya çıkmıştır. Uzun mesafeli ticarete konu olan ilk mal, obsidyendur. (Obsidyen, lav veya cam taşıdır. Siyah renkli volkanik taştır) Obsidyen alet yapımında kullanılan hammaddedir. Bu çağda bakırda kullanılmaya başlamıştır.

 Çanak çömlekli Neolitik Bu çağda, avcılık tamamen terkedilmiştir.à Artık besin üretimine dayalı ekonomi tamamen yerleşmiştir. Düzenli evler yapılmıştır. Bu evlerin ayrı ayrı odaları vardır. Ayrıca Jeriko ve Jarma (Filistin) gibi yerleşim yerlerinin etrafına sur duvarları yapılmıştır. Sur durvarları derin hendeklerle çevrilmiştir. Bu duvarların önemi, ortak emek gücünün kullanılması ve ileri düzeyde bir toplumsal örgütlenmenin görülmesidir. Bu dönemin sonuna doğru, ölüler evlerin tabanına gömülmek yerine yerleşim yerlerinin dışında bir yere gömülmeye başlanmıştır.